1 Mayıs 2016 Pazar

   Granola Bar , hemde havuçlu !

  Tadını çok ama çok seviyorum, ara öğünlerde ya da canım atıştırmalık bir şeyler çektiğinde elimin altında bulunduğu zaman gerçekten de kolay oluyor. Marketlerde o kapalı kutuların içinde satılan granola barlar birçok koruyucu ve türevleri içerdiği için faydalı kısımlarını da yitiriyorlar. Evde yapımı çok çok kolayken dışarıdan almaya ne gerek var zaten? Değil mi ?
   Aslında bunu yerken bir arkadaşım '' Aaa bu ne kuş yemi gibi..'' demişti. Ben pek kuş yemine benzetmiyorum belki kuşların yediği o kuş grissinilerine benzeyebilir ama tadı harika :D
  Bir ay kadar önce annem bana söylemişti. Bak hem sağlıklı hem de lezzetli diye.. Ama ben hiç durur muyum? Annemin söylediği tarifi değiştirdim, bir şeyler ekledim bir şeyler çıkardım. Bakalım bu yeni tarif hoşunuza gidecek mi..?





İlk önce malzeme listesinden başlayalım!

. 1 adet havuç
. 7-8 tane ceviz
. 1-2 tane hurma
. tarçın ve hindistan cevizi tozu (miktarını isteğinize göre ayarlayabilirsiniz)
. 1,5 su bardağı yulaf ezmesi
. kurutulmuş üzüm, incir, kayısı, portakal kabuğu (miktarını isteğinize göre ayarlayabilirsiniz)
. 5-6 tane badem
. 1 adet yumurta







 

   Eveet, malzeme listesini de verdiğimize göre tarifimize geçebiliriz;


   1- İlk önce yulaf ezmemizi mutfak robotundan geçirip un haline getireceğiz. Yani yulaf unu yapacağız. Sonra bunu derin bir kaba koyacağız.















*Robottan geçirdikten sonra

















 
  2- Şimdi de havuçları robottan geçireceğiz.

 




















   3- Ve sıra kurutulmuşlara, cevizlere, hurmalara ve bademlere geldi.

  




    Aslında ben bademleri şöyle kattım; evde badem sütü yaparken badem posalarını atmayıp bir kapta saklamıştım. Onları da bu tarifte değerlendirdim. Ayrıca badem sütü tarifimi de çok yakında blogumda bulabilirsiniz :)

  








*İşte badem posası  
















   4- Tarçınımızı ve hindistan cevizi tozumuzu da karışımımızın içine ekliyoruz.

  



   
   5- Son olarak yumurtamızı kırıyoruz ve malzemeleri iyice karıştırıyoruz. Malzemeler karıştırılıp yoğrulunca hamur gibi olacaktır.

   



 
   Yağlı kağıt üzerine ne çok kalın ne çok ince olacak şekilde hamurumuzu seriyoruz.

 



   Fırında 200 derecede 15 dk pişiriyoruz. Ve afiyet olsun!

  




                                                                 

29 Nisan 2016 Cuma

    Gurme Olmak ? 

   Hatta sadece gurme değil; yemek uzmanı,yemek eleştirmeni ve gezgin olmak... Nedense her zaman hoşuma gitmiştir.
   Özellikle son 4 aydır farklı lezzetler arama peşindeyim. Nedenini bilmediğim bir merak içindeyim. Örneğin bir cafeye gittiğimde, özellikle Moda' dakilere bayılıyorum, cafede olan tüm yiyecekleri tatmak istiyorum. Ancak hepsini bir anda yiyemeyeceğim için bir yöntem bulmak zorunda kaldım. Bu yöntemime ailemi de dahil ettim. Bana her zaman saçma gelir; bir restorantta  masada oturanların aynı şeyi alıp yemesi veya içmesi... Neden farklı şeyleri denemek yerine aynı şeylere boşuna para veririz ki? Diyelim; bir arkadaşımla bir cafeye gittim ve canımız tatlı çekti. O tiramisu alırsa onun aldığı tiramisuyu almam, örneğin brownie alırım. Hatta bunları yarı yarıya bölerim ve böylelikle iki farklı lezzeti denemiş olurum, oluruz . Her neyse benim yöntemim şuydu; tüm lezzetlerini tatmak istediğim cafeye, haftanın bir günü uğrayıp o gün birkaç farklı lezzet alıp o lezzetleri de ailece paylaşmak. Hem böylece kilo da almıyorum çünkü payıma düşen çok fazla olmuyor. Aynı bir gurme gibi... 

   Gerçekten şu anda tüm paramı yemek üzerine yatırmak istiyorum. Hiç bilmediğim çikolataları, reçelleri, bisküvileri, sosları hemen hemen bilmediğim her şeyi denemek istiyorum. Gastronomi okumayı bile düşündüğüm oldu. MSA'nın kurslarına gitmeyi planlıyorum ve ayrıca Kadıköy'deki çok sevdiğim bir pastanenin pasta şefiyle tanışmayı düşünüyorum. Kulağa hoş geliyor, değil mi?

   Kim bilirdi benim yemek üzerine bu kadar takıntılı olacağımı? Her zaman bu vardı,  yemek yaparken farklı olmaya çalışmak.
   Annem ekmeğini bazen kendisi yapıyor ancak her zaman aynı tarifle yaptığı için farklı lezzetler arayan Rana bu işe el atıyor ve çok farklı içerikli bir ekmek yapmaya koyuluyor. Ve sonuç gerçekten de lezzetli ve özgün. Evet evet bu tarifi sizlerle paylaşacağım, hep bakım tarifleri paylaştım ama sonra nedense yemeğe olan ilgim büyüyüp hayatımın yarısını kaplayınca karar verdim; Artık bloguna kendine özgün tarifleri veya keşfettiğin mekan ya da yemekleri yazma zamanın geldi.
   Ve ayrıca şu yönden çok şanslıyım, bebeklikten beri sık sık yurt dışına çıktığım için dünya mutfağını tanıdım, belli bir damak tadı yakalayabildim, birçok kültürün kahvaltıda veya akşam yemeklerinde ne gibi yiyecekleri veya içecekleri seçtiklerini öğrendim hatta yurt dışına çok çıkmam yemek seçmememi de sağladı. Her şeyin tadına bakabilirim. Çin'e gitmedim ama gitsem o kızartılmış akrepleri bile yiyebilirim.
    
   Yemeğe olan ilgimi profesyonelleştirmek için yemekler hakkında bir çok yazı okumaya başladım. Ya da Fransız Mutfağı gibi dünya mutfaklarının tarihine ve içeriğine baktım. Ve ayrıca bir tane dergi aldım. ''La Cucina Italiana''




   Evet, dediğim gibi farklı tariflerimi ve beğendiğim keşif mekanlarımı sizinle paylaşacağım. Eminim çok keyifli bir blog olacaktır...

   Görüşmek üzere.. 
   



12 Ocak 2016 Salı

    Uzun bir aradan sonra yeni bir peeling; café

    Evet, ara verdiğimin farkındayım ama maalesef işlerim vardı bilirsiniz sınavlar falan.. İşte bugün her şey neredeyse bitti ve bende bloguma bir şeyler yazayım dedim. Hatta bu vereceğim tarifi üç hafta önce yapmıştım ancak yayınlamaya zaman bulamadım. Bu benim için çok üzücü bir durum ama olsun geç olsun güç olmasın :)
    Anlatmaya başlıyorum...



    
   
 Şimdi, ilk olarak küçük bir kase ve küçük bir kaşık alıyoruz.




  
  Sonra 1-1,5 çay kaşığı kadar Türk kahvemizi kasemizin içine koyuyoruz. Ben bu peeling için özel olarak kutudan kahve koymadım. Kendi yaptığım ve keyifle içtiğim Türk kahvesinin telvelerini kullandım. Hatta bana sorarsanız içilmiş bir kahve telvesi tercih edin çünkü nedenini tam olarak bilmesemde kahve piştiği için sanki içindeki kahve yağı daha çok çıkıyor gibime geliyor. :) Ama her zamanki gibi seçim sizin. :)  

  
                                         İçtiğim kahve, ay acaba falım nasıl :) 



   
  Ve olmazsa olmazlardan zeytinyağı! Bu değerli yağdan da 1 çay kaşığına yakın koyuyoruz. Eğer peelingim çok yağlı olmasın veya benim cildim zaten yağlı diyorsanız çok az koyabilirsiniz ya da hiç koymayabilirsiniz çünkü kahvenin zaten kendi yağı var.




    Şimdi burayı dikkatlice okuyunuz :) Eğer cildiniz sivilceliyse ve hassas değilse limon suyu tam size göre! Cildiniz asitten pek fazla etkilenmeyen yapıya sahipse yine bir çay kaşığına yakın limon suyu koyabilirsiniz. Limon hem sivilceleri geçiriyor hem ciltteki kiri atmayı sağlıyor hem de cilde muhteşem bir parlaklık kazandırıyor emin olabilirsiniz. Ama  eğer cildiniz hassassa limon sıkmamanızı veya birkaç damla sıkmanızı öneririm.





    Ve en son olarak TARÇIN! Tarçını şu nedenle tercih ettim, hem güzel kokuyor hem de cildime ferahlık veriyor. Sanki ölü deriyi kaldırıyormuş gibi. O yüzden yarım çay kaşığı tarçınımızı da tarifimizin içine koyuyoruz.






   İyice karıştırıyoruz...




   

 Ve peelingimiz hazır! Ben bu peelingi severek kullanıyorum çünkü hem evde olan malzemelerle yapabiliyorum hem evde kendim yaptığım için doğallığına eminim hem de sonuçlarının muhteşemliğini gördüm. Yani nasıl diyebilirim; cidden bu peelingi yaptıktan sonra siyah noktalarım gitti, yüzümdeki yağ ve kirden arındım, cildim yumuşacık oldu ve cidden beyazladım. Yani zaten beyazım ama tüm derim arınmış ve yüzüme nur inmiş gibi oldu :) Ve sivilcelerimde de azalma oldu.
    Bu arada ben bu peelingi banyodan hemen sonra temiz olan cildime ve açılmış gözeneklerime uyguluyorum. Ve şunu da sizinle paylaşayım sıkı durun; Ben bu peelingi yazın bacaklarıma uyguladım. (Tabiki de dairesel hareketlerle :D ) Bacaklarım sıkılaştı. Tabi yazın spor da yapıyordum onun da faydası oldu ama bu peelingle gerçekten bacaklarımdaki değişimi gördüm. Siz de bacaklarınızın daha sıkı olmasını veya selülitlerinizin gitmesini istiyorsanız bu peelingi hiç beklemeden uygulayın. Haydi ne duruyorsunuz hemen bir Türk kahvesi için!!!

    Sevgiler...

   


11 Aralık 2015 Cuma

Cildi inanılmaz yumuşak ve pürüzsüz yapan maske; La avoine


    Yeniden merhaba!!! Bugün sizlere çok doğal ve evde yapımı çok kolay bir maske tarifi vereceğim. Yeni şeyler yaratmayı seviyorum işte bu maske de böyle. Yaratırken öncelikle cilde iyi gelen maddeleri araştırıyorum ve bunları tek tek deniyorum.( Örneğin tek olarak; bal da cilde yumuşaklık kazanıyor unutmayın :D  ) Sonra bu teklerin içinden bazılarını alıp karışım yapıyorum. Aynı az sonra tarifini vereceğim maske gibi. Sonra bunları deniyorum ve işe yarayanları buraya yazıyorum ve yazacağım... 
   Şimdi eğer cildinizin bebek gibi yumuşak olmasını istiyorsanız doğru yeri okuyorsunuz!


   1) İlk olarak küçük bir kase alın ve içine 2 tatlı kaşığı bal koyun. Bal cildinizin yumuşak olmasını sağlayacaktır.




         


   2) Balı koyduktan sonra içerisine 1 tatlı kaşığı süt koyun.




   3) Sonra 1 kaseye yulaf koyun ve bunu ezin. Yulaf biraz un gibi olsun. Bu ezdiğiniz 1 tatlı kaşığı yulafı da hazırladığınız karışımın içine koyun.

              
                                                             *Ezilmeden önce                                                                                              *Ezildikten sonra :)





   4)1 tatlı kaşığı da bebek pudrasını koyun. Bebek pudrası, adı üzerinde, cildi bebek gibi yapıyor.




   Sonra bunları iyice karıştırın.

   


   Ve maskemizin yapımını bitirdik.Yaptığımız maske çok fazla katı değil ve biraz sulu olduğu için ben bunu buzluğa koyuyorum ve 10 dk orada tutuyorum. Buzluğa koyunca katı bir kıvama geliyor ve sürmesi kolay oluyor ama siz isterseniz hiç buzluğa koymadan da sürebilirsiniz. Ayrıca benim gibi küçük bir kavanoza koyarsanız eğer maske artarsa kavanozun kapağı olduğu için buzdolabında da saklayabilirsiniz ama dolapta maksimum 3-4 gün kalsın ne olur ne olmaz :)

   Ben adını benim verdiğim La avoine'yi banyodan çıktıktan sonra sürüyorum. Çünkü banyoda sıcak su ve buharın etkisiyle hem cildimiz temizleniyor hem de gözeneklerimiz iyice açılıyor. Ama isterseniz günün istediğiniz bir saatinde de temizlenmiş cildinize uygulayabilirsiniz. 

   Şimdilik bu kadar. Umarım tarifimi beğenmişsinizdir. En yakın zamanda görüşmek üzere :D... 

10 Aralık 2015 Perşembe

Her şeyin başlangıcı!



Merhaba! 

Ben Mia. İlk blog açma heyecanımı şu anda yaşıyorum ve gerçekten bu blogu açtığım için çok mutluyum..

İlk olarak şunları yazmak istiyorum; benim asıl amacım size doğal, sağlıklı ve farklı olanları tanıtmak. Sizlere evde rahatlıkla hazırlayabileceğiniz tarifleri paylaşacağım. Bu tarifler hem yemek tarifleri olabilir hem de cilt bakımı olarak karşınıza çıkabilir. Ayrıca seyahat etmeyi çok sevdiğim ve gerek dünya mutfağını gerek Türk mutfağını az çok bildiğim için sizlere değişik tatlar hakkında bilgi de vereceğim. Önceden hiç tatmadığım tatları deneyip hem fotoğraflarıyla hem de lezzeti ve içeriği hakkında nasıl olduklarını sizinle paylaşacağım. Ve şunu da söyleyebilirim, yurt dışına çıktığımda (bu arada yakın bir zamanda çıkacağım) bana ilginç ve tuhaf gelen bir yerin ya da bir eserin de tanıtımını yapabilirim. Umarım blogumu okumaktan keyif alırsınız...